4 Mart 2012 Pazar

İSTANBUL-SOFYA, 2- 3 Mart 2012

Ani verilen bir karar. Ve 5 saat sonra İstanbul-Sofya yolundayız.

Hafta sonu için bir önceki gün herhangi bir ülkeye ucuz bilet bulamayınca bu hafta sonu İstanbul'dayız galiba diye düşünürken, cuma günü saat 2 de verilen karar ve akşam 7 de yola çıkmış bulunuyoruz. Bir hafta önce arabayla Yunanistan'a gittiğimiz için arabanın yurt dışına çıkışında bir ödeme yapmamıza da gerek yok artık. Tabi iş çıkış saati ve cuma günü birleşince İstanbul'dan çıkabilmemiz oldukça güçleşiyor.

Bulgarista'a giderken kullanılan kuzey otobanı oldukça güzel, Edirne'ye varmamız fazla sürmüyor. Kapıkule de İpsala'ya göre inanılmaz güzel diyebilirim. İpsala hakketen oldukça basit ve eski görünmüştü bir önceki hafta. Tabi bunda İpsala'nın sadece Yunanistan için kullanılması, Kapıkule'nin ise adeta Avrupa'ya açılan güzergahtaki ana kapı olmasının rolü büyük.

Türk tarafındaki işleri hallettiketen sonra Bulgar tarafına geçiyoruz. Bulgaristan'ın sınır polisleri meşhur. Türkleri velinimet saydıklarını ve yolmadan sınırdan geçirmediklerini çokca duymuştuk. 20-30 Euro yu gözden çıkartarak gelmiştik zaten. Bulgar sınır polisi pasaportları kontrol ettikten sonra nerde kalacağımızı filan soruyor (bir çok ülkeye gittim böyle bir soruyla hiç birinde karşılaşmadım). Rezervasyonumuz olduğunu söylüyorum. Görmek istiyor. Bu sefer aceleyle çıktığımızdan çıktı alamamıştım, onun yerine rezervasyon ekranını Ctrl PrtSc yapmıştım. Bir dakika diyorum ve netbook u açıyorum, burdaki dosyayı gösteriyorum. Rezervasyonu yapalı da zaten 5 saat falan olmuştu. Ekrandaki rezervasyon bilgilerine bakıyor fakat burda isim yazmıyor diyor. En az 1 kişinin ismi yazmalıymış filan. Etme eyleme diyorum, bu hostel rezervasyonu, sadece kişi sayısı yazar. İşte hostelin adresi. Bi türlü kabul etmiyor, illa da birinizin ismi yazmalı derken tam da gmail ekranının sağ üst köşesindeki ad soyadımdan oluşan kullanıcı adını görünce tamam işte diyorum, bak burda ismim yazıyor. Biraz mırın kırından sonra pasaportlarımızı veriyor. Geçin tamam diyor. Burayı sorunsuz hallettikten sonra bagaj kontrolü var. Kontrolü yapan adam sigara istiyor. Kullanmıyoruz, yok diyoruz. Bu şekilde sınırı zayiatsız geçiyoruz. Bir süre önce sınırı geçen 2 arkadaştan 30 Euro aldıklarını bildiğim için iyi atlattık diyoruz.

Ve Bulgaristan'da ilerliyoruz, vakit gece yarısı. Yollar gerçekten çok kötü. Sofya'ya giderken yolların büyük bölümü tek gidiş tek geliş. Yoldaki tır yoğunluğu da bir hayli fazla. Sınırdan geçtikten 4 saat sonra yorucu bir yolculuğun ardından Sofya'ya varıyoruz. Gece (ya da sabah) saat 4. Uykulu gözlerle etrafa bakıyorum. Işıklandırılmış eski ve görkemli binalar, tam Sovyet tarzı bir mimari. Kalacağımız Hosteli bulmalıyız. Fakat bu saatte yer bulmak baya güç. Ne navigasyon cihazımız ne de haritamız var. Taksilerin olduğu bir yerde durup taksiciye adresi gösteriyorum. Adresi GPS e giriyor. Tek kelime İngilizce yok, işaret diliyle bana anlatmaya çalışıyor. Fakat nafile, bu şekilde bulmam imkansız gibi olacak. Arabayla beni takip edin diyor işaret diliyle. Takip ediyoruz. 3 dakika içinde bizi aradığımız adrese getiriyor. Para filan istemiyor fakat 5 Euro veriyoruz (meğer baya iyi paraymış onlar için). Sokak da doğru ama tam bina numarasını bulamıyoruz. Hemen orda bulunan açık süper markete girip adresi gösteriyorum. Kendisi bizzat bizimle gelip binayı ve zilini gösteriyor. Yardımseverliğinden dolayı teşekkür ediyoruz. Zili çalınca biraz sonra karşıdan uykulu bir ses karşılık veriyor. Rezervasyonumuz olduğunu söylüyorum. Kapıyı açıyor ve 4. kata çıkıyoruz. Çok eski bir bina. Kapıyı açan bayan yaşlı biri ve ingilizcesi zayıf. Başka birisini çağırıyor. Bu bayana rezervasyonumuz olduğunu söyleyince, boş odaları olmadığını söylüyor. Bir anda ne olduğunu da anlamıyorum, ne diyor bu şimdi kıvamındayım yani. Tekrardan bilgisayarı açıp rezervasyonumuz olduğunu hatta %10 unu ödediğimizi gösteriyorum. Rezervasyonu akşam saat 5 te yapmıştım. Hanımefendi en son 3 te hesap bilgilerini ve gelen mailleri kontrol ettiği için bizim rezervasyonu görmediğini söylüyor. Bu arada adı Orient Expres Hostel. Hostelworld ratingi %86 ama hiç güzel bir yer değil, kesinlikle tavsiye etmem. Bu arada saat sabah 4.30. Yakındaski bir hosteli arıyor (İnternet Hostel). Biraz sonra oradan bir bayan geliyor ve bizi diğer hostele götürüyor. Hemen 100 metre uzakta bir yer. İdare eder. Temiz yataklar, küçük bir hostel odası ve odada sadece biz varız. Yalnız hemen önünden geçen tramvay binayı sallıyor. Sabah saat 5 te yatıyoruz.  

2 yorum:

  1. bizden adam basi 15 er euro aldi bulgar polisleri ucuz atlatmisiniz :0

    YanıtlaSil
  2. geçmiş olsun huseyin :) anlaşılan şanslıymışız.

    YanıtlaSil